Bir Maniniz Yoksa, İnternet Bakmaya Gelecektik…
Yazar: Gökhan Demirtaş
İnternet kavramının Türkiye’de emeklemeye başladığı yıldı 1995. Herkes için bilinmez, muamma bir dünyaydı o zamanlar İnternet. Siyah-beyaz televizyon piyasaya çıktığında bu aleti satın alma imkanı olan birinin evinde toplanılıp birlikte televizyon seyredilmesine benzer bir ilgiyle karşılandı. Biz hevesli genç üniversite öğrencileri ise İnternet’in hemen her imkanından faydalanmak istiyorduk. Hızlı öğreniyor; daldan dala konuyor; bulduğumuz her bilgi kaynağına saldırıyorduk. Ucu bucağı olmayan bu devasa mecradan sıkılmak mümkün müydü? Üniversitedeki branşımızla alakalı olsun olmasın, gelecekte İnternet ile ilgili bir meslek edinmenin hayalini kuruyorduk; çünkü yeni, bilinmeyen ve prestijli bir dünyaydı İnternet Türkiye için.
Öyle de oldu. Birlikte mühendislik okuduğum arkadaşlarımın çoğu ve ben, büyük ölçüde İnternet ile ilgili mesleklere sahip olduk. Kimimiz network mühendisi, kimimiz güvenlik uzmanı, kimimiz programcı, kimimiz Web tasarımcısı, kimimiz teknik destek elemanı olduk. Sokaktaki vatandaşa hiçbir şey ifade etmeyen, elle tutulup gözle görülmeyen küçük ayrıntılar, bit’ler, byte’lar, kodlar ve pikseller arasında didinip durduk. İnsanların ziyaret edip vakit harcadıkları Web siteleri hazırladık; bankalar ve mağazalar için online alışveriş ve hesap yönetimi sistemleri inşa ettik; siteleri “hacker” saldırılarından koruduk; özel bilgilerin güvenliğini sağladık. Elektrik, makine, inşaat ya da matematik mühendisi olan genç insanlar, daha yeni tanıdıkları bu devasa dünyanın bir parçası olarak buldular kendilerini...
Yazının devamı için başlığını tıklayınız...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder